Günümüzde daha çok mükemmel konuşma, karizmatik konuşmacı odaklı eğitimler düzenlenmektedir. Unuttuğumuz bir şey var sanki: “Dinleme”. Karizmatik dinleyici olabilmek. Allah bize bir ağız iki kulak verdi. Niyesini fayda var :).
Karizmatik dinleyicide 5 alışkanlık
Her zaman sabırla dinleyebilir bilmiyoruz, bilgili olduğumuz konudan söz gidiyorsa veya spikerin ne konuşacağını tahmin ediyorsak, konuşanın sözünü, sohbetini, düşündükleri kesiyoruz. Çok zaman karşı taraf ne söylediğini, ne düşündüğünü unutuyor. Gerçi istisnalar var, bazı profesyone istediğin yerde sözünü kesip soru sormak olur ve öğretici bastırıyor, kaldığı yerden devam ediyor. Ancak bunun için önceden izin almak, uyarmak gerekir. İş hayatında ve günlük hayatımızda karşılaştığımız herkes öyle değil tabii ki. Dinlemeliyiz ve dinlediyimizi beden dili ile karşı tarafa fark ettirmeliyiz, esas da göz teması ile. Eğer gerçekten kulak asmasaq vücut dilimiz bunu karşı tarafa sinyal şeklinde verecek, veriyor da.
Sinir sistemimiz dakikada 600 kelimeyi kabul etme potansiyeline sahiptir. Biz ise sadece 100-140 kelime kullanıyoruz. Boş kalan kısmı etkin kullanmak konuşulan konu ile ilgili düşünceler işyerine aktif dinleme olur. Tabii ki, başka hayallere yön?ls?k aktif dinlemeden söz konusu değildir.
Karizmatik dinleyiciler dinlemede sadece kulaklarını kullanmıyor. Bir bütün olarak dinliyorlar. John F. Kennedy mükemmel bir dinleyici olarak bilinirdi. Çünkü karşısındakine tam olarak fokuslandığını hissettirirdi. John Kennedy okulundan aktif katılımcılarla ilgili 5 alışkanlık:
Gözler – Konuşan kişiye bakıyorlar.
Beyin – Konuşanın dedikleri ile ilgili resim veya video yaratıyor. Beyin düşünür ve spikerin konusuyla ilgili daha önce bildiklerini karşılaştırır.
Eller – notlar aparmırsa hareketsiz durumda kalır.
Ayaklar – takip edilecek yönelik hareket yoksa hareketsiz durumda olur.
Ağız – Susur. Konuşanın sözünü kesmiyor, soru sorma sırası gelene kadar bekliyor. Sonra spikerin konusuyla ilgili soru verir.
